Sinema tarihinin en usta yönetmenlerinden olan ve dünya sinemasını hemen tüm filmografisiyle etkilemiş ve etkilemeye devam eden Akira Kurosawa’nın dikkatlerden kaçan filmi “The Bad Sleep Well” 1960 yılında Kurosawa kendi bağımsız film şirketini kurduktan sonra çektiği ilk filmdir. Bir film noir olan yapıt Kurosawa’nın Shakespeare ilhamlı çektiği üç filmin de ikincisidir. Filmin konusuna gelince. İkinci dünya savaşı sonrası Japon şirketlerindeki yozlaşmışlık, bürokratik açgözlülük ve intikam duygusu filmin odağında.
Düğünler genelde insanların eğlendiği kutlamalardır ancak filmimiz hiç de tipik olmayan bir düğün sahnesiyle açılıyor. Yoshiko ve Nishi evleniyorlardır. Yoshiko ihaleye fesat karıştırma skandalı ile çalkalanan şirketin başkan yardımcısının kızıdır. Nishi ise görünüşe bakılırsa küçük bir bayii sahibidir. Düğün töreni polis baskınıyla ve bir çalışanın tutuklanması ile bir hayli gölgelenir. Bu arada bilinmeyen bir muhbir yüzünden şirketin anlaşmaları daha fazla sızdırılmasın diye şirketin çalışanları intihar etmeye başlamışlardır. Wada adlı şirket çalışanı da bu amaçla volkanın ağzına gelip kendini tam atacakken gizemli bir el tarafından kurtarılır. Bu el Nishi’ye aittir. Daha sonra öğreniriz ki Nishi 5 yıl önce şirket binasının 7. katından atlayarak ölen babasının intikamını almaya and içmiştir. Bu amaçla şirkete erişim sağlamak ve başkan yardımcısının güvenini kazanmak için başkan yardımcısının kızı Yoshiko ile evlenmiştir. Nihai amacı şirketin üst düzey yöneticilerinin tüm pis işlerini ve gaddar yöntemlerini gözler önüne sermektir. Planının bir parçası olarak evlendiği kişi Yoshiko’dan kendini uzak tutmaya çalışan Nishi ne var ki ona karşı duygular beslemeye başlamasına engel olamayacaktır. Tam mutlu ve birbirini seven bir çifte dönüşecekken, Yoshiko babası Iwabuchi tarafından kandırılacak ve bu olay Nishi’nin kaderini belirleyecektir.
Kurosawa bu filmle, kirli çamaşırları etrafa saçılmasın diye en yakın arkadaşlarını bile satabilen, kuracağı kumpaslara kendi çocuklarını alet eden, kişisel menfaati için kamu kaynaklarını iç edenleri yermekte ama aynı zamanda intikam duygusuyla yanıp tutuşan Hamletvari duygular içindeki Nishi’nin karanlık yönlerini, (Hamlet’in Ophelia’ya önce kur yapıp daha sonra uzaklaşması gibi) Nishi’nin Yoshiko’yu kullanmasını, basının rolünü de filminin merkezine almakta.
Büyük usta bütün bu hır gür içinde bir röportajında söylediği şu cümlelere cevap arıyor gibidir sanki: “Sanırım bütün filmlerimin ortak bir teması var. Düşündüğüm vakit, tek aklıma gelen tema şu soru: İnsanlar birlikte neden daha mutlu olamıyorlar?”
Yazar: Ercan Gürova
SON YORUMLAR
Japon Sineması Platformu
[…] Yazılar 2019’da Türkçeye Çevrilmesi Be...
Akai Satsui (1964) – be...
[…] japonsinemasi.com […]
Birsen Albayrak
谢谢!
增大网
年后第一次来,恭喜恭喜!